SORULAR VE CEVAPLAR
Sistem düşük (negatif) vakum basıncı altında çalışan oldukça emniyetli bir prosestir, gazlaştırma reaktörü pozitif basınç altında olmadığı için sentez gazı sızıntısı tehlikesi yoktur. Standart sabit yataklı kömür gazlaştırıcı prensibi iyi bir şekilde kanıtlanmıştır (akaryakıt krizleri nedeniyle İkinci Dünya Savaşı sırasında icat edilmiştir). Proses, biyokütle veya atığın kısmi oksijenli bir atmosferde yüksek sıcaklıklarda (1000°C+) ve indirgenmiş oksijen limit emisyonlarında ısıtıldığı ve üretilen gazın çok uygun emisyon profiline sahip motorlarda verimli bir şekilde yanmaya uygun olmasını sağlamak için yeni gaz temizleme teknolojisinin kullanıldığı termokimyasal bir prosestir.
Gazlaştırıcı kombine ısı ve enerji üretim sistemi, mevcut herhangi bir tesisin en küçük ayak izine sahiptir. Gerekli olan tüm binalar düşük seviyeli olup, üretilen sentez gazı içten yanmalı gaz motoru veya türbinlerde kullanıldığı için sadece standart bir gaz motoru egzoz sistemi veya türbin sistemi için bir baca gerektirmektedir. 4MWe tipik bir santral için gereken komple gazlaştırma sistemi alanı yaklaşık 20m(Yükseklik) x 20m(En) x 48m(Uzunluk) boyutlarındaki bir binaya sığabilir
Yakıt hammaddesi biyokütle veya atıktır. Sentez gazı üretmek için üretilen enerjinin sadece %10’u parazitik yük olarak gereklidir. Atıkların düzenli depolama alanlarından uzaklaştırılmasıyla, depolama sahası bulma sorunları, olası yer altı su kaynaklarının kirliliği ve gaz emisyonları büyük ölçüde ortadan kaldırılır.
Kaç tane enerji üretim sistemi yakıt beslemesi için şarj etme yeteneğine sahiptir? İlk ateşleme gerçekleştikten sonra sistem, üretilen gücün sadece %10’unu alarak kendi yakıt kaynağından çalışır. Biyokütle ve atık gazlaştırma tesislerinin tipik geri ödemesi, hammaddeye ve diğer çeşitli yerel koşullara bağlı olarak 4 ila 5 yıl arasındadır.
Her gün büyük miktarlarda ATY (atıktan türetilmiş yakıt) ve diğer uygun biyokütle bertaraf edilir. Araştırmalar, dünyanın toplam elektrik ihtiyacını karşılamak için yeterli biyokütle atığı olduğunu gösteriyor. Son AB çalışmaları, biyokütlenin nükleer enerjiden sonra sürdürülebilir ve yenilenebilir kitlesel enerji üretimi için uzun vadeli tek çözüm olduğu sonucuna göstermektedir.